Mutlu Çalışmak Mümkün

Mutlu çalışmak aslında bir çoğu insan için olağan bir durumken bazılarımız için imkansız görünür. Çünkü insan kendini kapattığı o mutsuzluk duvarının arkasından çıkış yollarını göremez ve bulamaz. Bunun sonucu olarak bilmeden kendi kendimizi mutsuzlukla besleriz.

- verimli hissetmiyorum
- şuna/buna gıcık oluyorum. hiç çalışmadan oturduğu yerden para kazanıyor
- şu kişi ne kadar suratsız
- yemekler/yol/hizmet vs. kötü

... vb. yakınmaları yapmış ya da duymuşuzdur.

Ben bunun için objektif çözümler yazmak istiyorum. Olumsuz her türlü şey/kişiden uzak kalarak, en önemlisi de içimizdeki olumsuzu içimizden atarak işyerinde mutlu olmak mümkün.. buna bakarak şunu da söyleyebilirim ki: Aslında mutlu yaşamak da mümkün :) Aşağıdaki bir kaç maddeyi baz alarak içimizi kemiren bazı sorunlardan kurtulabiliriz.

Bazı insanlar mutluluğu takip eder, diğerleri onu yaratır.

1- OLUMLU İŞ ARKADAŞLARI EDİN

Etrafında sürekli olumsuz konuşan, işyerini sevmeyen, çalışma arkadaşlarını sevmeyen bir arkadaşın varsa ya onu ikna et, ya da uzak dur. Çünkü yaşadığı imkansızlık nedeniyle işyerinden ayrılamayan ve sevmeye sevmeye çalışan insan senin de içini kemirir. Objektif yaklaşamamana sebep olur. Bir zaman sonra bakarsın ki sen de onun gibi davranmaya hissetmeye başlarsın. Ama pozitif arkadaşlar senin yeni  nesil tabirle "down olduğunu" yani modunun düştüğünü gördüğü anda gülümsemesi ve olumlu bakış açısıyla hemen seni ayağa kaldıracaktır. Ama olumsuz arkadaşın "gördün mü bak!" tavrı ile seni daha diplere sürüklemekten geri kalmayacaktır. Uzak dur ya da pasivize et. (Not: hak verdiğiniz duruşuna hayran olduğunuz mantığına kesinlikle katıldığınız insanlar dahi olsalar uzak durun. Çünkü hiçbirimiz kapitalist düzeni övme, iyi köleler yetiştirme taraftarı değiliz ama hayatın gerçekleri diye birşey var. Para kazanmak için çalışmak zorundayız. Ruh sağlığımızı koruyarak!)



2- DERDİNİ SÖYLEMEYEN DERMAN BULAMAZ

Yemeklerin berbat olduğunu, servisin kötü olduğunu ya da sana haksızlık yapıldığını düşünüyorsan yapabileceğin tek şey konuşmak. Konuşmadan, insanlar senin ne hissettiğini, nerede haksızlığa uğradığını, yemeğinin içinden kıl çıktığını, sana verilen iş ayakkabısının ayağını vurduğunu bilemez :) Bunun için yandaş aramamanı ve başkalarının gazına gelmemeni tavsiye ederim. Üniversitedeyken sınıfta bir yabancı öğretmenimizin aksanının kötü olmasından mütevellit hepimiz anlaşılmadığından dertliydik. Bunun üzerine uzun uzun hazırlandık konuşacaktık. Bir gün ders ortasında herkes yakınırken kendimi bir anda onları savunurken ayakta buldum. "HEPİMİZ dertliyiz bu konuda" dedikten sonra öğretmen "başka kimler dertli" dediğinde kimse ses çıkarmamıştı :) Benim gibi olma :) git, KENDİ adına güzel güzel anlat sıkıntını.. Ama bunu o an duyduğun kötü hisle değil sakinleştiğinde yapman ağzından daha sonra pişman olacağın bir şeyin çıkmamasını sağlayacaktır. Eğer işyerinin bahsettiğin şeyleri düzeltebilme mümkünatı varsa düzeltecektir. Yoksa sana bunun nedenini anlatacaktır.


3- EMPATİ KUR

Bir çalışana ya da yöneticine kızdığında empati kur kendini onun yerine koy. Eğer sen onun yerinde olsaydın nasıl davranırdın onu düşün. Eğer sen onun yerinde olsaydın aynı şeyleri düşünürdüysen ne ala ama "ben onun yerinde olsaydım da böyle davranmazdım" dediğin bir durum varsa bir önceki maddeye geri dön yani KONUŞ. Neden böyle yaptığını sor. Eminim makul bir cevabı olacaktır.


4- GÜVEN

İşyerlerinde en büyük sorunlardan biri başkalarının ne iş yaptığına takılmak. Bırak başkalarını, kendini gör. Gıcık olarak etiketlediğin sana yüz vermemekle suçladığın kişi işinde çok iyi olabilir. Bu seni sevmesi ve sana samimi olmasını gerektirmez. Ya da çalışmadığını düşündüğün biri için "Ama ben kendimi yırtarken o çalışmıyor" diye suçladığın kimsenin gerçekte ne yaptığını bilemezsin. Patronun yerine koy kendini.. çalışmayan birine "hamili yakınin" dahi olsa maaş verir miydin? İş yerinde tutar mıydın boş duran birini? tutmazdın değil mi? Emin ol kimse aptal değil. Hele yönetici konumuna gelmiş insanlar hiç değiller. Ve emin ol herkesin bir görevi var bu hayatta, kimi mühendis olur alt yapı kurar kimi mazlum olur yöneticiyi yönlendirir, danışmanlık verir görevi budur çünkü tehlikeyi sezmek, önlem almak, fikir üretmek.. Sen görmüyorsun diye kimseyi iş yapmamakla yaftalayamazsın. Gerçekten iş yapmayan biri mutlaka bir gün görülür. Patronlar görmese ilahi adalet tarafından görülür. Sen gönlünü ferah tut. Yöneticilerine veya karmaya güven :)


5- ÇALIŞ

Eğer işyerinde kendini verimsiz hissediyorsan yapabileceğin tek şey: bir şey yapmak. Yeni bir şey. Boş kalmanın insanı düşünmeye ve depresyona sürüklediği artık açıklanmış bir gerçek. Elinden geldiğince yeni şeyler üret. Eğer kabul görmüyorsa, yeni bir tanesini yap. Bir başkasına yardım et. Bu sırada arkadaşlık bağlarınız gelişeceği gibi beraber iş yapmanın verdiği hazla muhabbetiniz de artacaktır. Bunu yapmak istemiyorsan, işinden çok memnunsan, işverenlerin de senden memnunsa ama sen hala boş vaktin olduğunu ve KAPASİTEN olduğunu düşünüyorsan kendine yeni bir hobi edin ya da oku (yüksek lisans-doktora) ya da kendini geliştirmek adına mesleki makaleler araştırabilirsin. Yapmaman gereken tek şey boş kalmak.


6- YENİ İŞ

Herşeyi denedin. Olumlu arkadaş bulamadın, bulsan da içini kemiren şeylerden kurtulamadın. Sorunlarını konuştun, şirketin verdiği yanıtlar seni tatmin etmedi. Kötü niyet sezdin. Ya da sezmedin. Ama sana sundukları koşullar senin tarafından kabul edilebilir şeyler değil. Haksızlığı gördün, cevap alamadın. Güvenini kaybettin. Ne yaptıysan verimli hissetmedin. Köreldiğini hissettin. Artık yapabileceğin tek şey yeni bir sayfa açmak. İçinde o iş yerine karşı en ufak bir ışıltı kalmamış ise seni yeni bir iş paklayacaktır. Kalman hem sana hem o işyerine haksızlık olacaktır. Cesaretini kaybedersen tebdili mekanda ferahlık olduğunu hatırla.. :)

Mutluluk bazen seçilemez görünse de çoğunlukla seçilebilir bir şey.

Kal sağlıcakla..