Kayıtlar

Annelik etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Uzun Süre Emzirmek VS Kısa Süre Emzirmek...

Resim
Çok kısa bişey bırakıp kaçıcam 😘 Annelik her ele alındığında en çok karşılaşılan sorgulanan mevzu: Emzirme Süresi.. Kimisi belgelerle kanıtlarla ortaya çıkarak diyor ki "çocuğunuzu 10 yaşına kadar emzirebilirsiniz, hatta emzirin de!! Bakın patitiskanın tomatiska yerleşkesinde 8 yaşına kadar emzirilen çocuklar ironman oluyormuştu! Kimisi diyor ki hiç bir süt azalması yaşamadan "kendi iradem ve isteğimle emzirmeyi bıraktım çünkü canım ve medeniyetim bunu istiyormuştu.." Güzel kardeşler,  ben bu konuda kendi fikrime hiç girmeden sadece şunu bırakmak istiyorum yorum olarak: Sanırım bu kültürler içinde yaşam şekillerine dayalı bir inanç ve yorumlama sistemi. Şöyle ki; uzun süre emzirilen şehir ülke ve medeniyetlerdeki emzirme şekli hiç değişime uğramadığı için "ortalık yerde emzirme ayıbı" diye bir kavram oluşmamış olabilir ya da Anne masabaşı prezentabl çalışan değildir, memenin görünmesi ile ilgili bir rahatsızlık yoktur vs. örnekler artırılabilir. Bizi...

Yeni Bir Dergi Doğdu: Majka Magazine!

Resim
Anne olduktan sonra her anne gibi bende de bitmeyecek bir öğrenme süreci başladı. Herşey deneme yanılma. Ar-ge yeteneğim arttı :) Bütün öğrendiklerimi paylaşırken diğer annelerin en azından bilindik hatalara düşmemeleri, elimizin değebileceği konularda yönlendirilebileceği bir mecra arayışına girdim. Ticarete dökmeden, tamamen gönüllü olarak hayalini kurup gerçekleştirdiğim ve bana destek olan herkesin gönlünü ortaya koyduğu bir proje oldu Majka Magazine! Hiç bir annenin profesyonel olamayacağını, nam-ı diğer "kitap anneliği"nden daha çok içgüdüsel tavrı destekleyen bir dergi Majka. Sanatı, tasarımı, eğitimi, seyahati, stili, çocuğu ve özellikle anneyi/anneliği ele alan bağımsız minimalist bir dergi. Takip edilesi, araştırılası yaratıcı insanlar, yemek tarifleri, günlük hayattan sahneler ve iyi kelimelerle yazılmış “yazılar” ile buluşturuyor sizi. Pomak dilinde “anne” anlamına gelen Majka (mayka) yol gösterici ve yol arkadaşı olacak. Majka sayesinde t...

kaygı

her zaman çok cıvıl cıvıl değil herşey.. anne olmanın en dayanılmaz yanı ara ara gelen kaygı hali.. "nasıl olacak? çocuğum hayatından tatmin olacak mı? ona istediğim gibi bir hayat sunabilecek miyim? mutlu edebilecek miyim? beni nasıl hatırlayacak? "aman işte annem! bir deli kadın.." mı diyecek.. istediğim geleceği verebilecek miyim? istediği geleceği verebilecek miyim? onu ne kadar sevdiğimi bilecek mi? hissedecek mi? yaşam adına çabalamalarım işe yarayacak mı?" gibi.. bir sürü soru.. bazen "öf boşver ne yaparsan yap mutlu olmayacak nasılsa" diyorum içimden.. insanoğlu böyledir çünkü.. Hayalinde yarattığı her zaman gerçeğinden daha güzeldir. Belki de ulaşınca bir özelliği kalmaz.. Belki de hayali tam olarak gerçekleşmez.. Kaan'ın hayalleri benimkilerle aynı olacak mı bakalım? Hissettiğim suçluluk değil.. biz bir çocuk istedik tanrı onu gönderdi.. biraz rahat olmakta her zaman fayda var evet ama çok rahatlık da beni rahatsız e...

annelik bir duygudurum bozukluğudur :)

öyle ki, daha 5 dakika önce kafan şişmiş vaziyette "uyusun diye anason falan mı versem acaba? :/" derken uyuduğu anda (o saniye!) çok çok çok özlemek.. bazen uyurken(!) gidip kucağına alıp doyasıya öpüp koklamak.. uyanacak ve saatlerce başıma bela olacak diye gece üstü açılmış mı diye gidip bakmaktan korkmak ama yine de gidip başına bela açmak.. yaptığı şeye kızgınlık duymaktan duvarları yumruklamak isterken bir an da "annee" diye gelen bir çift eli öpücüklere boğmak.. gibi..

Gestapo Rejimi'nde Kerevizin Önemi

Resim
  Ağlata ağlata yedirdim kerevizi.. Yiyecek eli mahkum.. Çünkü ben sevmiyorum, istemiyorum, içimi bulandırıyo diye annem kıyamamış bana ısrar etmekten vazgeçmişti. Çünkü bana göre anne dediğin kuralını koyacak çocuğuna gerekli vitamini aldırsın diye gerekirse ağzına ayağını dayayıp yedirecekti. Çünkü ben onu yemezse kendimi çok suçlu hissedecektim. Çünkü ben çünkü ben çünkü ben..!  Son lokmasını aldıktan sonra arkasından yoğurt verdiğimde ıslak gözlerinin içi güldü, "anne mmmgh" : ) diye eliyle "çok güzel bak bunu seviyorum" işareti yaptı.  Sonra oturdum kahroldum. O kadar ağlatmayla vitamini mi kaldı o kerevizin?? Sıçayım kerevizine çok afedersin müdürüm..

İyi ki doğdun oğlum, iyi ki beni annen yaptın.

Resim
Nereden başlayacağımı bilemedim. Bir sene önce bugün seni kucağıma verdiklerinde ağzımdan çıkan ilk şey: “Şaka mı bu?” olmuştu. Benden bu kadar güzel bir şey çıkabileceğine inanmamıştım. Yaptığım hiçbişeyi beğenmediğimden olsa gerek. Ama unuttuğum bir şey vardı: Baban. Kusur bulamadıkça başına ekşidiğim adam :) hatalarımı örtmede ona rakip çıktın. Aslında bu şekilde daha çok sen beni eğittin. Anne yaptın. Dünyanın en güzel bebeği değildin belki ama dünyanın en güzel hissini yaşattın bana. Şu bir yılda, 30 yılda öğrenemediklerimi öğrendim seninle: karşılıksız sevgiyi, beklentisiz olmayı, herşeye açık olmayı, kusurlara çok takılmamayı, yemeğimi paylaşmayı :) , olmayan her şeyde bir hayır olduğunu, hemen olumsuz düşünmemeyi, umutlu olmayı ve herşeyden önce “sabır”ı.. Mesela yorgunluktan/hastalıktan yıkıldığım bir anda “şu hediye gelen oyuncağı da kuralım da yüzündeki mutluluğu görüp öyle yatayım” demeyi… Hem her şey doğal olsun istedim, hem disiplin uğruna biraz ...

Bu ne anlama geliyor?

Resim
Bu ne anlama geliyor? (!) Bu; En az 9-10 ay boyunca regl derdinden kurtuldum anlamına geliyor. (Yaşasın!) Bu süre zarfında ve mümkünse malum olaydan sonra da bütün annelerden uzak durmam gerektiği anlamına geliyor. Hormonlarım dolayısıyla baya bi süre etrafıma vereceğim rahatsızlık yüzünden şimdiden özür dileyeceğim anlamına geliyor. (Bkz. Duygusal mesajlar, profil fotosu değişiklikleri, fotoğraflar, şiirler, şarkılar, bebek fotoları paylaşmak gibi..) Yine duygu-durum değişikliklerinden dolayı (başkalarında görüp gülmeme rağmen) kocamdan-sevdiğimden başka bir varlığa aşkım(!) diye sesleneceğim anlamına geliyor. Büyük iştahla gittiğim yemeklerde o balıkta çinko varmış bu balıkta pirinç varmış onda demir yükü bunda bilmemne diye diye hiç bişey yiyemeyeceğim anlamına geliyor. Kimsenin anlamadığı sosyal yargılara varacağım, kimsenin düşmek istemediği duygusal boşluklara düşeceğim anlamına geliyor. Bu süre içinde kimsenin duymak zorunda olmadığı emz...